Mezhebimizi nasıl öğreniriz
Hem / Kultur, Media & Underhållning / Mezhebimizi nasıl öğreniriz
Olması lâzım gelenin de Peygamberimiz efendimizin günündeki gibi olmasını dilemekte, istemekteyiz. Dikkat dağınıklığı veya dalgınlık yüzünden bir sayfa üzerinde çok fazla vakit harcarsanız ve ezberlemek çok çok daha uzun sürer. Bunlar, fıkıh ve fetva kitaplarını anlayamaz. Rabbimizin ayetlerini anlarız, duygulanırız ve daha kolay ezberleriz.
• Ayetleri yüzüne okurken mümkünse sesimizi güzelleştirmeye çalışalım.
Yani Müslüman sayısı da büyük bir hızla çoğalıyordu, iran’ın, İrak’ın, Yemen’in, Mısır’ın, Filistin ve Suriye’nin zaptedilmesi, Anadolunun güneyinden Kafkasya’ya kadar ilerlemesi İslâmî ve Müslümanları o güne kadar pek de alışık olmadıkları başka toplumlar, dinler, örfler ve insanlarla karşı karşıya getirmişti.
Bu hâl sahabeden de sâdır olsa bir yanlışlık idi ve Allah-u Teâlâ bir süre sonra indirdiği bir âyeti» • bu durumda olanlar için aynen şöyle buyuruyordu : «— Akraba bile olsalar cehennemin halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah’a) ortak koşanlar için mağfiret dilemek; ne Peygamberin ne de mü’minlerin yapacağı bir iş değildir.» (Tevbe: 113)
Bu âyetin delâleti açıktır ve mağfiretin kâfir ve müşrikler için söz konusu olmadığını, öyleleri için yapılacak duaların boşa gideceğini belirtmektedir.
Ayrıca da üstlerine bir şey yazamıyorsunuz.
12.
Tek bir sayfa ezberlemiş olsanız ve hedefiniz 10 sayfa ezberlemek olsa bile. Peygamberin gününde itikadda anarşinin izine bile rastlamak mümkün değilken, yukarıda anlattığımız şartların doğduğu yıllarda ortalığı kaos kaplamıştır. Belki birbirinden farklı mezheb sahibi olmak söz konusudur. gibi şeyler.
İtikadî bir mezheb olarak ehl-i bid'a ayrıca kendi arasında birçok kollara ayrılır ki, başlıcaları şunlardır:
1.
Özellikle de kısa bir zamanda bitirmek istiyorsanız bu çok uzun zamanınızı alır ve bazen asıl sözcüğü değil de sesi ezberlersiniz. Vehhâbîlik.
Ehl-i bid'anın bu temel mezheblerinin her biri de, kendi arasında pek çok fırkalara, gruplara ayrılırlar.
Bu otorite, bu düzen ancak belli kanunlara tâbi olmakla sağlanır ki İslâmî bir düzende bu kanunlar Kitab ve Sünnet’ten istinbât olunur.
İslâmî bir düzende kanunları devlet başkanı yapar. Siz yıldızlara ulaşmaya çalışın, olmazsa aya konarsınız! Haramla beslenmek.
3. Vahdet-i Vücud nazariyesinden, fiili kimin yarattığına, tenasüh nazariyesinden Kur’ân mahluk mudur değil midir’e kadar Resulullah (S.A.)’ın gününde bilinmeyen, konuşulmayan, kimseyi de meşgul etmeyen nice İslâm dışı konular Müslümanların devlet dahil tümünün gündemini doldurdu.
İşte bu ortam iti’kâdî mezheblerin doğması, tedvini ve sınırlarının çizilmeye başlandığı ve tarafların birbirinden kesin hudutlarla ayrılmaya başladığı dönemdir.
Allah herkesi bu muhteşem hediye ile şereflendirsin. İstediğimiz zaman hocamıza gelip okuyabiliriz. Sünnet, yani hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu ve nasıl kılınacağı, zekât nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinemezdi. Lüzumundan fazla fıkıh bilgilerini öğrenmek de, nafile ibadetlerden daha sevaptır.
Ki o da İslam Devlet başkanının kanun haline gelen görüşü (re’yi) ne tâbi olmak ve onunla amel etmek, ümmet içinde ittihadı sağlamak, düzeni korumak bakımından kendisi için vâcib olur. Ancak verilmiş olan her dersin belli aralıklarla tekrarı vardır.